Kırık Kont Bölüm 9: Protegens
Bazenleri herkes, güçlü de olsa güçsüz de, masum da olsa suçlu da, melek de olsa şeytan da korunma ister... Sevdiği birisinin onu korumasını ister... Bir meleğin onun koruyucu meleği olmasını ister...
...Ben de istiyorum...
Kara kanatlım ve Pudor birbirlerine attıkları keskin bakışları izlerken dudaklarımda şeytani bir gülümseme belirmişti...
...eğlence zamanıydı...
...En azından benim için...
Kömür Kuşum Pudor'a nefret dolu bakış atıp kaşlarını çattıktan sonra dudaklarını araladı ve konuşmaya başladı:
"Ben haddimi aşmayacaksam, sen de haddini aşmayacaksın Pudor. Az önce hakaretler yağdırdığın kişilerden birisi Şeytan Klanı'nın veliahtı ve kontu; diğeri ise Melek Klanı'nın liderinin kızı. Sense sadece albino bir sivrisineksin."
Pudor'un yüzünün hiddetle kasılmasını izlemek...Tanrım zevkten mest olmuştum...
"Ha...Kont ve Veliaht ha... Liderin kızı ha... Hayal görmeyi bırakın... Karşımda sadece iki aşağılık mahkum görüyorum ben."
Pudor bu sözleri söyledikten sonra çekip gitti... Kömür Kuşumun omuzları çöktü yine, bakışları dondu... O güçsüz ceset haline geldi yine...
Nomalde rakibine, düşmanına işkence etmek bir şeytanı keyiflendirir, kaos keyiflendirir, mutsuzluk keyiflendirir...
...Peki neden önümdeki yorgun meleğe bakınca dünyayı başlarına yıkmak istiyorum..?
Aniden bir ses duydum...
"İçinizden hiçbirinize ait hissedemiyorum
Davanıza davam diyemiyorum
Bilemiyorum, sorun bende mi?
Ne yapsam kendimi?
Anlatsam derdimi
Her yer karanlık
Yarından umudum yok
Aslında sorum çok ve cevaplar sayfalar dolusu önümde
Ne kadar görmek istesem de gözümle
Her yer karanlık
Her yer karanlık
Hiç ışık yok"
Meleğimin söylediği şarkıyı dinledim... Gözlerinden gümüşi yaşlar akıyordu...
...Gözyaşı değildi bunlar, kandı...
"SUS!!"
Sesim zindanda yankılanırken o solmuş, ölü gözleriyle bana baktı...
"SUS!! KAPA ÇENENİ!!! HAYATIMDA HİÇ- BEN HİÇ..."
Gözyaşları benim de yanaklarımdan süzülüyordu...
"Ben hiç hayatımda bir şarkının söyleyicisine bu kadar az yakıştığını görmemiştim... Kömür Kuşum sus... Yalvarırım sana başka bir şey söyle... İstediğin her şarkıyı söyle ama umutsuz olanları söyleyemezsin... Karanlık olan benim burada sen değil...Sen insanlara yaşam getireceksin... Yaşam getirecek melek böyle umutsuzla düşerse şeytanlar ne yapsın..?"
Sözlerim karşısında şaşkınlıkla yüzü aydınlandı:
"Bu neydi şimdi?"
"Düşüncelerimi söyledim. Şeytanların buna hakkı yok mu?"
"Sen az önce şahsıma ve ırkıma hakaret etmeden bir cümle kurdun..."
"Evet kurdum..."
"Sen niye böyle davranıyorsun Kırık Kont? Neden bir meleğe sanki hayatın ona bağlıymış gibi cümleler kuruyorsun?"
Güldüm...
Bir ateş yandı sonra, ateş etrafımızı kuşattı, kuşattı ve kuşattı... Ta ki bu acımasız dünyada sadece ikimiz kalıncaya kadar...
"Cevabı çok basit Kömür Kuşum... Bence bilecek kadar zekisin..."
"Ne?"
"Tanrıya dua et Kömür Kuşum, bizi bu zincirlerden kurtarsın. Ben de dua edeceğim. Belki şeytan ve melek beraber dua ettiğinde Tanrı duamızı yanıtlar..."
Gözlerini kapattı...Işık kuşattı onu... O eşsiz güzellikteki yüzü bir kez daha aydınlandı...
Ben de kapadım gözlerimi...
...Tanrım, biliyorum...Biliyorum ben bir şeytanım... Biliyorum duamın kabul edilmesi onuruna layık değilim... Ama lütfen, lütfen bu kez duamı duy... Bizi kurtar burdan... Kömür Kuşuma kavuşmak istiyorum... Ona sarılmak istiyorum... Gözyaşlarını silmek istiyorum... Onu teselli etmek istiyorum... Bu yüzden sana yalvarırım bizi kurtar bu zindandan... Onu korumak istiyorum ben...
...Onun kalbini kıran herkesi diri diri gömüp cehennemin 7. katında alevler içinde boğmak istiyorum...


Yorumlar
Yorum Gönder