Kırık Kont Bölüm 2: Gehanna
BÖLÜM 2: GEHANNA
Gözlerimi açtım....
Odamda, yatağımda yatıyordum.. Odam, çoğunlukla bordo ve siyah tonlarında döşenmiş, bir çalışma masası,bir koltuk, büyük bir kitaplık ve bir yataktan oluşuyordu. Gerçi Şeytan Kontu'ndan ne beklenirse artık...
Kalkıp banyoya gittim, bugün iki klan arasındaki barışın 97. Yıldönümü şerefine 97. Barış Görüşmeleri vardı. Ve tabi ki lanet olsun, o iğrenç gerizekalı kendini iyilik abidesi zanneden beyaz kanatlı sivrisineklerle uğraşma görevi de genç bir "Kont" olarak bana düşmüştü... Hay Şeytan....
Bir süre aynada kendimi inceledim, pek bir fark yok tabii, her zamanki gibi gömleksiz uyumuştum, saçlarım sanki lanet bir beyaz kanatlı ile kavgaya girmişi gibi darmadağındı. Esmer bir cilt, birkaç küpe, parmağımda birkaç gümüş yüzük -ki sizi temin ederim takmak tamamen geleneklere olan saygımdan, yoksa bu yüzüklerden nefret ediyorum, sanki prangalarla bağlanmış gibi hissediyorum- siyah göz halkalarıyla kutsanmış iki kan kırmızısı göz, ve elbette pek sevgili atam Odius'tan miras iki boynuz...
En azından iki tane olmaları gerekirdi
Ben bir boynuzum kırık olarak getirildim bu dünyaya. Biz iblislerin kişiliğini bu boynuzlar şekillendirir, anne rahminde gelişir boynuzlarımız, bizi ataların kutsal sihiriyle kutsarlar, sihri yönetmemizi sağlarlar, kişiliğimizi sihrimizle birleştiriler...
..Bizi biz yaparlar..
Ama bir şekilde ben tüm bunlardan men edildim, lanetlendim, bir boynuzum kırıktı benim, "Kırık Kont"tum ben. Bu yüzden asla hakettiğim saygıyı göremedim.Bu dünyada kont olmak pek bir anlam ifade etmiyor, eğer boynuzun yoksa; melek görsün yüzünü.Beynimi kemiren bu düşüncelerden kurtulmak istercesine başımı silkeledim; Hay Şeytan, sanki başımı beyaz kanatlılar kemiriyor... Dolabımı açıp içinden siyah bir gömlek çıkarttım; bedenime tam uyan, üst bedenimin şeklini ortaya çıkaran bir gömlekti bu. Gömleksiz bedenime hızlıca geçirip iliklemeye başladım; düğmeleri kurukafa şeklindeydi ve bana o beyaz kanatlıları hatırlatıyordu; birgün hepsinin soyunu kurutacağım o beyaz kanatlı haşerelerin. Kravatımı alıp boynumun çevresine geçirdim, nazikçe bağladım. Bu kravat, sanki birgün boynuma geçirilecek idam düğümü gibiydi; beni boğsa da takmak zorundaydım. Pantolon olarak daha resmi bir şeyler giydim, gümüş kemerimle sabitledim. Yansımama bir kez daha göz attım; siyah ve vücut şeklimi ortaya koyan bir gömlek, şık bir pantolon, kurukafa düğmeler, siyah kravat ve gümüş bir kemer. Neredeyse gerçek bir kont gibi görünüyordum...
Neredeyse....
Kırık Kont, cehennemden çıkıp budala beyaz kanatlılarla konuşmaya hazırdı artık...
Kırık Kont isimli kurguma aittir.
YanıtlaSil